Event Etkinlik Takvimi
Survey Anket

Gençlerin sizce en önemli sorunu nedir ?

Sonuçlar

Siyasette Katılım, Gönüllülük ve Aktivizm

Siyasette Katılım, Gönüllülük ve Aktivizm

 

Ali Necati Koçak

 

Siyasal alanda son dönemin en popüler kavramının “katılım” olduğu konusunda büyük bir uzlaşma sağlanmış durumda. Popüler kültürün bir sonucu olarak da popüler olduğu kadar etkisi zayıflatılan, içi boşaltılmaya müsait bir kavram olduğunu da gözlemlemek mümkün.

Katılım olgusunu tarihsel bir süreçten incelediğimizde kökleri çok derinlerde bir gelenekle karşılaşıyoruz.

Anadolunun kadim kültüründe önce yardımseverlik olgusuyla kendini gösteriyor. Vakıflar kanalıyla bu yardımseverlik olgusu bir kurumsal yapıya bürünüyor. Yüzyıllar süren bu gelenek kişilerin yardımseverlik üzerinden yürüttükleri bir gönüllülük girişimi olarak yerini alıyor. Devletin dolduramadığı, yetersiz kaldığı bir alanı dayanışmayla dolduruyor.

Bir katılım kanalına dönüşmesi ise ticaret odaları üzerinden oluyor. Cumhuriyet sonrası ekonomik kalkınma girişimleriyle hemen her yerde yerel esnafın, tüccara ve sanayiciye dönüşümünün de bir kanalı oluyor.

Kentleşme olgusuyla birlikte gelişen köyden kente göç, kentlerde hemşeri gruplarının birer örgütlenmesi haline geliyor ve önümüze hemşeri dernekleri olarak yeni bir katılım ve dayanışma modeli geliyor.

Bu sürecin temel motivasyonu, “bir araya gelme”. Yöntemi, bir ücret karşılığı yapılmaması yani “gönüllü yürütülmesi”. Yaygınlığı ise “ücret karşılığı çalışılan işin dışındaki” büyük bir alanı kapsaması oluyor. Yani özetlersek bir iş yapmak için bir araya geleceksiniz ve karşılığında bir ücret almayacaksınız.

Yeni bir yüzyıla girdiğimiz son dönemde ise katılım kavramına yüklenen yeni anlamlar ve gelişen teknoloji ile artık talepler de değişiyor, talepler için yapılan mücadelelerde. İşte bu mücadele alanı yeni bir kavramla tanımlanıyor “aktivizm”.

Aktivizm, yeni yüzyılda yeni bir politik alanı da tanımlıyor. Temsili demokrasinin seçimler üzerinden ve dörder, beşer yıllık periyotlarla bireylerin kendileri için karar almak üzere temsilcilerini seçmeleriyle yürümesine karşı gelen bir politik alan bu.

Yani artık karar mekanizmalarında, katılım süreçlerinde büyük bir yetki devrine karşı olan, katılım mekanizmalarının sürekliliğini sokakta, eylemde, karar mekanizmalarının bizzat içinde talep eden aktivizm hareketini görüyoruz.

Başa dönüp gözden geçirirsek, bu katılım ücret karşılığı yapılmıyor, bir gönüllülük üzerinden yürüyor.

Gönüllülük, siyaset alanındaki adıyla aktivizm artık yeni bir siyaset alanıdır. Temsili demokrasinin aksayan yanlarına karşılık bir doğrudan demokrasi talebidir. Kamusal alanın yeniden tarifini içeren, siyasete sivil katılımın düzeyini artıran, vatandaşın aktif yurttaş olarak varoluşunu gösteren büyük bir alandır. Bunun doğal uzantısı olarak da demokrasi kavramının tanımını yeniden yapan bir alandır. Artık karşılıklı etkilenme, diyalog ve müzakere eden bir demokrasi anlayışının gerekliliği ortadadır. Bunun geliştirilmesi ise gönüllülüğün bir siyaset alanı olarak var olmasına ve demokrasilerin kalitesini yükseltmeye dönük çabaların başarısına bağlı olacaktır.